14 Aralık 2011 Çarşamba

GELİŞİM ALANLARI SAYFA 68 PSİKOMOTOR GELİŞİM

PSİKOMOTOR GELİŞİMİNİN 
Tanımı ve Önemi
Çocuk organizmasının en önemli özelliklerinden birisi de sürekli büyüme, gelişim süreci içinde olmasıdır. Bu süreç içerisinde çocuğun gelişimi görünen ve görünmeyen büyüme ile gelişmeyi de kapsar. Motor kelimesi anlam olarak ‘hareket’i ifade eder. Dünyaya gelen her birey, daha anne karnında iken fiziksel olarak gelişmeye başlar. Dünyaya geldiğinde de bu gelişim hızlanarak devam eder. Önceleri refleks olan bu hareketlerin bazıları, refleks olarak ömür boyu devam ederken, bazıları da zamanla organların bilinçli olarak kullanılması ile motor becerilere dönüşür. Nefes alıp vermek ya da göz kırpıştırmak ömür boyu bireyin istemi dışında da olsa devam eden refleksif hareketlerdir. Oysa tek ayak üzerinde sekmek ya da kâğıt kesmek, organların kullanımının bilinçli olması ile yapılan eylemlerdir ve ‘psikomotor gelişim’ içinde değerlendirilirler. Psikomotor gelişim, yaşam boyu devam eden ‘motor’ becerilerde ortaya çıkan davranışların kontrol altına alınması sürecidir. Söz konusu olan davranışlar; duyu organları, zihin ve kasların birlikte çalışması ile ortaya çıkar. Bir anlamda bu davranışların kontrol altına alınmasını sağlayan süreç, ‘psikomotor gelişim’i ifade eder. Psikomotor gelişim, fiziksel büyüme ve merkezi sinir sisteminin gelişimine paralel olarak organizmanın isteme bağlı hareketlilik kazanması olarak tanımlanır.
Motor gelişim farklı değişikliklere uğrasa da bireyin tüm yaşamı boyunca devam eden bir süreçtir. Motor gelişim, düzenli bir sıra izler. Fiziksel gelişim, psikomotor gelişim ile paralel gitmektedir ve birbirinden ayrı  düşünülemez. Bir çocuğun çevresini tanıması ve çevresini yönetme becerisine kavuşma sürecinde ‘motor gelişimi’ son derece önemlidir. Bu süreçte, çocuğun bağımsızlığını tanımasında ve yönetmesindeki rolü de göz ardı edilmemelidir. Bunun yanı sıra çevresine uyum sağlaması ve sosyal faaliyetlerde varlık göstermesi için de ‘psikomotor’ gelişim iyianlaşılmalıdır. Psikomotor gelişimin sağlıklı olması, fiziksel gelişiminin yanı sıra zihinsel,duygusal ve sosyal gelişimlerine de önemli katkı sağlar.


YETENEKLER
 Psikomotor davranışların geliştirilmesi, tüm yaşam boyu sürer. Bu nedenle yüksek
öğretime devam eden öğrenciler, devam etmeyen akranlarına göre daha çok yeni beceri
kazanma ve daha önce kazandıkları becerileri geliştirme olanaklarına sahiptirler. Psikomotor
beceriler, bir işin yapılması sırasında kullanılan bilinçli zihinsel etkinliğin yönlendirdiği
koordineli kas etkinlikleridir. Örneğin el yazısı yazma, daktilo yazma, piyano çalma birer
psikomotor beceridir. Motor yetenek, vücudun bir ya da birden fazla organının katıldığı kas
hareketi ya da işlemidir. Psikomotor öğrenme, çocuğun doğumundan sonra psikomotor
yeteneklerin gelişmesine bağlı kalarak ve yaşı ilerledikçe hızlanarak devam eder. Çocuk
doğduğu anda hareket edebilecek ve bazı psikomotor davranışları yapabilecek durumdadır.
Hatta ana rahmindeyken bile bazı hareketler yaptığı, dış etkilere karşı bazı yalın tepkiler
gösterdiği bilinmektedir. Buna bakarak eğitimciler, eğitim-öğretimin doğumdan önce
başladığını söylerler. Doğumdan sonra psikomotor yetenekler hızla gelişir. Psikomotor
öğrenme, bu yeteneklerin gelişmesine bağlıdır.
Bu psikomotor yetenekler şunlardır: Dikkat, kuvvet, denge, tepki hızı, eş güdüm ve esneklik.

 Dikkat
Dikkat, kelime anlamı ile ‘duygularla düşünceyi, bir olay ve bir nesne üzerinde
toplama’ olarak tanımlanır.
  Kuvvet
Güce karşı koyabilmek ya da direnci yenebilmek için vücudunu etkin kullanan çocuk;
yürüme, koşma, sıçrama, topa vurma, fırlatma gibi hareketleri kuvvetle ilişkili olarak
gerçekleştirir.
  Denge
Denge, belli bir yerde bir hareketi veya pozisyonu sürdürme durumunu devam ettirme
olarak tanımlanabilir
 Tepki Hızı
İnsanların duyu organlarını harekete geçiren ve insanda bir tepkiye yol açan iç ve dış
durum değişikliğine uyarıcı; dışarıdan ya da içeriden gelen uyarıcılara karşı organizmanın
gösterdiği davranış tepki olarak tanımlanır.
 Eş güdüm (Koordinasyon)
Eş güdüm (koordinasyon), belli bir amaca ulaşmak için; bilinçli motor hareketlerin
devamlılığı, ahenkli ve uyumlu çalışması olarak tanımlanabilir
 Esneklik
Vücudun gerektiği zaman öne, yana, geriye ve istenen yönlere eğilmesi; yani esnek
olması gereklidir. Gövdenin, bacakların yeterli esnekliğe sahip olmadığı zamanlarda
psikomotor davranışları öğrenmek mümkün değildir.

 GELİŞİM AŞAMALARI
Refleksif Hareketler Dönemi ( 0 – 1 Yaş)
Refleksin kelime anlamı “dıştan gelen bir uyarı sonucu doğan, irade dışı fiziksel yanıt”.
Yeni doğan, dünyaya pek çok refleksle gelir. Bebek, bu refleksleri isteyerek
yapmakta; hareketlerini kontrol altına alamamaktadır. Bu reflekslerden bazıları, bebek
büyüdükçe ve isteyerek yaptığı hareketler arttıkça ortadan kaybolur. Bazılarına ise yetişkin
döneminde de rastlanabilir. Örneğin ani ışığa gözlerin tepki vermesi gibi.
Refleksler, çocuğun ilk bilgi edinme kaynaklarıdır. Bebek için koruyucu ve
arama/emme refleksleri gibi yiyecek sağlayıcı özellik taşırlar. Sinir sisteminin
olgunlaşmasıyla refleksler, yerlerini istemli davranışlara bırakır. Yaptıkları hareketler bir
amaca yöneliktir; ancak kaba ve kontrol dışıdır. Mesela bebek, bir nesneyi yakalamak
istediğinde tüm gövdesinin katıldığı kaba bir hareket yapar
İlkel Hareketler Dönemi ( 1 – 2 Yaş )
Bu döneme ait hareket yeteneklerinin gelişmesi, hem çevresel faktörlere hem de
olgunlaşma faktörlerine bağlıdır. Olgunlaşma, hareket yeteneklerinin bir sıra izlemesini
sağlar. Çevresel faktörler ise hareket yeteneklerinin ortaya çıkış hızını düzenlerler.
İlkel hareketler döneminin üç temel ögesi; denge, yer değiştirme ve el becerileridir.
Becerili el hareketleri, çeşitli beden bölümleri arasında koordinasyon gerektirir. En temel üç
hareketi, uzanma, yakalama ve bırakma olarak incelenmiştir.
İlkel hareketler döneminde bireysel farklılıklar olabilmesine karşın belli bir sıra
dahilinde gelişim gerçekleşmektedir.
Bu dönemde kazanılan hareketler, çok fazla kontrol gerektirir. Yürümede yeterli hale
gelen çocuk; dikkatini hareketinden, çevreye yöneltir. Herhangi bir engel ile karşılaştığında
hemen seri hareketten diğerine geçerek amacına ulaşmaya çalışır.
Temel Hareketler Dönemi (2-6 Yaş)
Yaşamın ikinci yılından başlayarak yedinci yılına kadar geçen süre temel becerilerin
kazanıldığı dönemdir. Tüm çocukların ortak özellik taşıması ve yaşam için gerekli beceriler
olduğundan ‘temel beceriler’ ismini almıştır. Bunlar koşma, atlama, sıçrama, sekme,
yakalama, fırlatma, topa ayakla vurma gibi hareketlerdir.
İki yaşından sonra temel hareketler kaba bir şekilde ortaya çıkar. Önce çocuk, kendi
bedeninin hareket becerisini anlamak ve bunu denemek için çaba gösterir. Daha sonra bedeni
üzerindeki kontrolü ile hareketlerini daha uyumlu ve kontrollü yapmaya başlar. Dönemin
sonlarında ise çocuk, uyumlu ve kontrollü gelişmiş hareketlerini mekanik yönden etkili
olarak gerçekleştirir. 5-6 yaş döneminde temel beceriler olgunlaşmış olarak görülür.
Çocuğun olgunlaşmasında iyi bir öğretim verilmesi, cesaretlendirilmesinin ve alıştırma
olanağı yaratılmasının önemi büyüktür.


Psikomotor Gelişiminde Bireysel Farklılıklar ve Önemi
Çocuğun gelişimi, bireye ebeveynlerden geçen genlerin yani kalıtımın ve yaşadığı
ortamın (çevresel faktörlerin) etkisi altındadır. Tüm bireyler, kendi gelişim çizgilerinde
belirli bir sırayı izleyerek ilerleme kaydederler. Tüm gelişim dönemlerinde olduğu gibi
motor gelişiminde de dönemlere ilişkin yaş belirlemeleri yalnızca genel sınırlardır. Her
bireyin kendine özgü düşünme, hareket etme, hissetme, konuşma ve anlama biçimi vardır.
Psikomotor gelişim becerileri, genelde gözlenebilir beceriler olduğu için çocukta
gerçekleşen farklılıklar daha somut olarak fark edilir. Örneğin çocuğun geç yürümesi
ailelerde “acaba bir problem mi var?” sorusunu getirir. Oysa fiziksel bir sorun yoksa çocuk
birkaç ay geç olarak bağımsız yürüme becerisini geliştirebilir. Başlangıçta da belirtildiği
gibi psikomotor gelişimdeki farklılıklarda hem çevre hem de soya çekimin etkisi bilinmektedir.
Ebeveynlerden kalıtsal olarak geçen özellikler, her çocuğun büyüme ve gelişme
oranını, boy uzunluğunu, kemik ve cinsiyet yönünden gelişimini tayin eder. Buradaki
bireysel ayrılık, çocuğun kalıtım yolu ile aldığı büyüme özelliklerine; becerileri, öğrenmeye
az ya da çok yetenekli olmasına dayanır.
Çevre; Çocuğun, doğup büyüdüğü çevre de psikomotor gelişmede etkilidir. Aile
yapısı, sosyoekonomik ve kültürel düzeyinin motor gelişiminde etkili olduğu yapılan
araştırmalarda da belirtilmiştir. Ailenin çocuğu motive edici olması korkularını anlaması ve
ona göre tavır takınması pek çok motor becerinin öğrenilmesinde etkilidir. Aynı zamanda
sosyoekonomik düzeyde sağlıklı beslenmenin öneminin olduğu düşünülürse sağlıklı motor
gelişimi becerileri kazanmada ilişkili olduğu gözlenebilir. Sağlıksız koşullar psikomotor
gelişimi engeller.
Çocuğun bulunduğu çevresel ortam da önemlidir. Apartmanlarda hareket kısıtlılığı
yaşayan çocukların, açık havada daha çok oyun oynayan, sportif tesislerden yararlanan
çocuklara nazaran motor becerilerinin daha az gelişmiş olduğu görülür.
Genelde, 6 aydan 1 yıla kadar kazanılan motor yetenek sayısında bireysel farklılıklar
görülmektedir. Bu bireysel farklılıklar, bazı çocukların yeni motor becerileri öğrenmeye
neden hazır olup olmadıklarını açıklayabilir.
1.5. Psikomotor Gelişimin Diğer Gelişim Alanlarıyla İlişkisi
Psikomotor gelişim; düzenli ve sağlıklı beslenme, yaşam şartları, giyim gibi temel
ihtiyaçlarla sıkı sıkıya ilişkilidir. Sosyoekonomik düzeyleri düşük ailelerde, yetersiz ve
dengesiz beslenme sonucunda çocuklar hastalanmaktadır. Yaşadıkları çevre şartlarının
olumsuzluğu, beslenme ve giyim problemleri psikomotor gelişimi olumsuz ölçüde etkiler.
Bu olumsuzluklar çocuğun sadece motor gelişiminde değil; sosyal,duygusal,zihinsel
gelişimlerini de etkilemektedir.
Zihinsel gelişim süreçlerinden olan algısal yetenekler ve beceriler, çocukların hareket
becerilerini kazanmada önemli bir etken olarak rol oynar. Algısal motor yetenekler ve
öğrenmeye hazır olma, olgunlaşmış beceri kavramlarının kazanılmasına ve geliştirilmesine
yardımcı olur. Ayrıca motor gelişim, çocukların beş duyusunun (görme, işitme, dokunma, tat
alma, koklama ) olgunlaşması ile dışarıdan gelen çeşitli uyarıcılara karşı algılayarak tepki
vermesine neden olur.
Motor gelişim; çocukların çevre ile iletişim kurmasında, yaşamlarını devam ettirmede
önemli yer tutar. Çocuklar, motor becerilerini oyun içerisinde keşfederler. Çocuk, oyun
sayesinde diğer bireylerle sosyal iletişime girerek toplum içerisinde sosyalleşir.
Yaratıcılıkları gelişir. Böylece çocuğun kendine olan öz güveni artar, kendini yeterli hisseder
ve olumlu benlik kavramı kazanır.
Benlik kavramı; bireyin kişisel özelliklerini, sınırlılıklarını, nelerden hoşlanıp nelerden
hoşlanmadığını fark etmesi ile ortaya çıkar. Çocuğun sağlığı ve bedensel durumu benlik
kavramının gelişimi ve bütünlüğü üzerinde önemli yer tutar. Ayrıca çocukların psikolojik
ihtiyaçları karşılanıp ruhsal durumları geliştikçe, yeni motor becerilerin de kazanılması daha
yüksek seviyelerde olur.
Görüldüğü gibi psikomotor gelişim, diğer gelişim alanları ile karşılıklı ilişki içerisindedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder